Google Fitbit’i Neden Satın Aldı?

by mumtaz

Bu Bir Lumost Podcast bölümüdür. Lumost Podcast’e Spotify PodcastGoogle Podcast ya da dinlediğiniz podcast platformundan ulaşabilirsiniz. Google’ın 2019 yılına kadar uzaktan hasta verilerini izleyebileceği bir yatırımı bulunmuyordu. Google bu noktadaki ilk yatırımını, 2019’un başında 40 milyon dolara Fossil’in Smartwatch grubunu satın alarak yaptı. 2019’un Kasım ayında ise giyilebilir teknoloji kategorisinin önemli oyuncusu Fitbit’i 2,1 milyar dolar bedelle satın aldı. Bu bölümde covid-19 sonrası popülerliğini iyice arttıran giyilebilir teknoloji, dijital sağlık gibi kavramları tüm detaylarıyla anlamaya çalışıyoruz. Fitbit satın alması üzerinden Google’ın djital sağlık stratejisini inceliyoruz.

Dijital Sağlık Konseptinin Çıkış Noktası Nedir?

Yaklaşık 10 trilyon dolarlık market büyüklüğüyle sağlık sektörü, büyük teknoloji şirketleri için çok büyük bir potansiyele sahip. Dünya nüfusunun yaşlanması ve yaşlanan nüfusun daha iyi sağlık hizmetleri talep etmesi, birçok ülkenin, sağlık sektörünü ulusal öncelik haline getirmesini sağlıyor. Örneğin Çin’in sağlık pazarı her yıl %17 ile büyüyor. Her ne kadar boyut olarak Dünya GDP’sinin yaklaşık %13’ünü sağlık harcamaları oluştursa da, birçok araştırmaya göre yapılan bu harcamaların %20-%25 civarının verimsiz olduğu düşünülüyor. Business Insider Intelligence’a göre, sağlık bakım maliyetlerinin % 30’u idari görevlerle ilişkili. Ön provizyonlu sigorta, ödenmemiş faturaların takibi, otomatik olarak kayıtların güncellenmesi gibi görevler yapay zeka tarafından kolaylıkla gerçekleştirilebilir. İdari görevlerle ilgili yapılabilecek bu iyileştirmeler ciddi bir maliyet tasarrufu sağlayabilir. Belki de bu sebeple Apple, Amazon, Google, Tencent gibi şirketlerin tamamı, bu verimsizlikleri optimize ederek bu çok büyük pastadan pay alabilmek adına yoğun bir çaba sarf ediyor. Ancak problem şu ki, teknoloji şirketlerinin sağlık sektörünü yeniden şekillendirebilecek bir sağlık uzmanlığına ulaşmaları için hala zamana ihtiyaçları var görünüyor. Büyük sağlık şirketleri de teknoloji anlamında yetersiz kaldıkları için bu büyük pastanın hala net bir sahibi yok. Şu aşamada büyük teknoloji şirketlerinin yaptığı tüm çalışmalar Dijital sağlık konsepti üzerinden şekilleniyor. Peki Dijital Sağlık konseptinin çıkış noktası nedir?

Dijital Sağlık Konseptinin Temel Amacı Nedir?

Dijital sağlık konsepti en temel haliyle sağlık hizmetlerinin verimliliğini artırmayı amaçlıyor. Bu konseptte, çeşitli teknolojiler yardımıyla, insanların yaşadığı sağlık problemlerine daha kişisel ve kesin çözümler getirilmeye çalışılıyor. Kullanılan teknolojiler arasında neler var peki? Teletıp, web tabanlı ve uygulama bazlı analizler, giyilebilir cihazlar, klinik veya uzaktan izleme sensörleri gibi donanım ve yazılım çözümleri bu anlamda ilk aklıma gelenler. Dijital sağlık, sağlık hizmetlerinden mühendisliğe, sosyal bilimlerden halk sağlığına, sağlık ekonomisinden veri yönetimine çok geniş bir perspektifi kapsıyor. Bu kadar çok disipline sahip bir alan, günün sonunda tüketicilerin kendi sağlıkları hakkında daha bilinçli kararlar alabilmelerini sağlarken, hayati riskler barındıran hastalıkların da erken teşhisini mümkün hale getiriyor. Dijital sağlık alanında yaşanan gelişmeleri son kullanıcıların en iyi gözlemleyebildiği alan giyilebilir teknolojiler. Apple watch gibi akıllı saatler ya da fitbit gibi akıllı bileklikler tarafından ölçülen her bilgi, potansiyel sağlık sorunlarının tespitinde ye da ani değişimlerde sağlık profesyonellerinin uyarılmasında kullanılabiliyor. Bu noktada yapay zekanın daha fazla kullanılması, başka potansiyel avantajlar da oluşturabilir. Örneğin sağlık profesyonelleri sadece anlık bir fotoğrafa bakarak değil uzun süreli hareketler üzerinden bir analiz yapabilirler. Yada kişiler kendi sağlığını teknoloji ile değerlendirebildikleri için profesyonellerin iş yükü azalabilir ve gereksiz hastane ziyaretleri de ortadan kalkabilir.

Dijital sağlık alanında, teknoloji yardımıyla sektörün belli noktalarındaki problemleri ortadan kaldırmaya çalışan bir çok startup bulunuyor. Bu Dijital sağlık startup’larına yatırım yapan en aktif teknoloji şirketleri Google, Microsoft ve Tencent. Bir adım daha ileri gittiğimizde, Google ya da ana şirket olarak Alphabet’in dijital sağlık yatırımlarında tartışmasız bir liderliğe sahip olduğunu görüyoruz. Bugüne kadar tam 57 farklı dijital sağlık yatırımı yapan şirket, yatırımlarının % 70’inden fazlasını Google Ventures, CapitalG ve Gradient Ventures aracılığıyla gerçekleştiriyor. Geriye kalan %30’luk kısmı ise şirketin sağlık alanındaki moonshot projelerini yürüttüğü Verily üzerinden, doğrudan Verily’nin ilişkili olduğu projelerdeki ortaklarına yapıyor. Bu tarz yatırımlara örnek olarak, sağlık verilerinin düzenlemesine odaklanan Verily’nin, tıbbi kayıtlarınızı dijital olarak toplamanıza, paylaşmanıza yardımcı olan Ciitizen isimli girişime yaptığı yatırım verilebilir. Bunun dışında Google’ın Launchpad inkübatör programı üzerinden 17 dijital sağlık şirketine yatırım yaptığını görüyoruz.

Source: CB Insights

Google’ın Sağlık Alanında Ne Tür Yatırımlar Yapıyor?

Google’ın dijital sağlık tarafında yaptığı tüm yatırımları incelediğimizde, teşhisten, sanal bakıma, medikal ekipmanlardan, sağlık verilerini depolamaya, tedavi sürecini takip etmeden, radyoloji verilerinin analizine yeni nesil bir hastanenin ihtiyaç duyabileceği hemen her özelliği barındırdığını görüyoruz. Şirketin, 4 ana kategoride sağlık alanında yaptığı yatırımlara bakalım.

  • CLOUD: İlk olarak Google’ın dijital sağlık özelinde yaptığı cloud yatırımlarıyla başlayalım. Sağlık verilerini anlamlı şekilde depolamak birçok hastanenin önemli bir problem. 2016 yılında 625 milyon dolara satın aldığı Apigee işinin bir kısmı, artık uygulama geliştiricileri ve doktorları Google Cloud’da sunulan sağlık bakımı API’larını kullanarak birbirine bağlıyor. Bu arada DeepMind, elektronik hasta kayıtları, hastane ekipmanları ve doktorların notlarından ayrı ayrı gelen verileri tek bir standart birleştirebilmek adına yeni bir veri altyapısı oluşturuyor.
  • YAPAY ZEKA DESTEKLİ HASTALIK TEŞHİSİ: İkinci olarak Google’ın önümüzdeki yıllarda en önemli avantajlarından biri olacak yapay zeka destekli hastalık teşhisi üzerine odaklanan yatırımlarına bakalım. Başta Verily ve DeepMind olmak üzere Alphabet bünyesindeki bir çok şirket, yapay zeka tabanlı tıbbi görüntüleme ve hastalık teşhisi üzerine çalışıyor. 50’den fazla göz hastalığı, meme kanseri, akut böbrek enfeksiyonu bu hastalıkların başında geliyor. Google için algoritmaların geliştirilmesi sırasında hasta verilerini kullanabilmek ve geliştirilen algoritmayı gerçek klinik ortamda test edebilmek çok önemli. Bu anlamda Verily, diyabetik göz hastalığı taraması için Hindistan’daki Aravind Eye Hastanesi ile çalışırken, DeepMind Health İngiltere’deki Moorefield Göz Hastanesi ile bir ortaklığı sahip. Bu ortaklıklar sayesinde hem Verily hem de Deepmind geliştirdikleri algoritmaları sürekli test edebiliyorlar. Verily’nin yaklaşık 2 yıldır üzerinde çalıştığı bir diğer konu da akıllı saatlerden topladığı verilere dayanarak özellikle kalp eksenli hastalıkların tespiti konusu. 5 yıldan uzun bir süredir insan ömrünü uzatmak üzerine araştırmalar yapan Calico isimli şirketi de, bu segmentte uzun vadede fark yaratma potansiyeline sahip.
  • DONANIM: Üçüncü olarak, Google’ın sağlık tarafında yaptığı donanım geliştirmelerine bakalım. Google bu noktada sıklıkla verily üzerinden o işin uzmanı gördüğü köklü şirketlerle partnerlik kurma yoluna gidiyor. Verily üzerinden yapılan işbirliklerini kısaca özetlemek gerekirse:
    1. Johnson & Johnson ile Verb Surgical adında bir cerrahi robotik girişimi kurmuş durumda.
    2. Sanofi ile beraber kurduğu Onduo isimli girişim diyabet hastalığı üzerine kapsamlı çözüm geliştirmeye odaklanıyor.
    3. Kalp ritmi bozukluklarına yönelik iRhythm ile işbirliği yapıyor.
    4. P&G ile birlikte yaptıği Lumi isimli ürün, bebek bezi üzerinden bebeklerin aktivitelerinin takibinin ve ihtiyaçlarının analizinin yapılabilmesini sağlıyor.
    5. Dexcom ile birlikte, Tip 2 diyabet hastalarına yardımcı olmak için Sürekli Glikoz Takip Sistemi geliştiriyor.
    6. Alcon ile presbiyopi (yaşa bağlı uzak görüşlülük) ve katarakt problemlerine yönelik akıllı lensler geliştirilmesi üzerine çalışıyor.
    7. Glaxosmith Kline ile kurduğu Galvani Bioelektronik isimli girişim, biyoelektronik ilaçların araştırılmasını, geliştirilmesini ve ticarileştirilmesini amaçlıyor.
    8. Nikon ile birlikte Diyabetik retinopati ve diyabetik makuler ödem hastalıklarının erken tespiti üzerine çalışıyor.
    9. 3M ile verimlik tabanlı sağlık platformu geliştirmek üzerine çalışıyor. Büyük veri setlerini yönetilebilir hale getirip, optimize edilebilecek alanlar ortaya çıkarmak bu birlikteliğin temel misyonu.
    10. Gilead ile birlikte type 1 diabet ya da MS gibi otoimmün hastalıklarını anlamaya çalışıyor. Bu hastalıkları tedavi etmek için kompleks analiz tekniklerini kullanarak kişilerin bağışıklık haritalalarını oluşturuyor.
  • GİYİLEBİLİR TEKNOLOJİ: Dördüncü olarak şirketin giyilebilir teknoloji yatırımlarına bakalım. Google’ın 2019 yılına kadar uzaktan hasta verilerini izleyebileceği bir yatırımı bulunmuyordu. Google bu noktadaki ilk yatırımını, 2019’un başında 40 milyon dolarlık Fossil’in Smartwatch Ar-Ge varlıklarını satın alarak yaptı. 2019’un Kasım ayına gelindiğinde ise, Google, giyilebilir teknoloji kategorisinin önemli oyuncusı Fitbit’i 2,1 milyar dolar bedelle satın aldığını açıklandı. Şirketin bu hamlelerle uzaktan hasta izleme yeteneğini kazanması, Google’ın sağlık stratejisi için çok önemli olacaktır. Google fitbit satın almasıyla, Fitbit’in uzun yıllardır milyonlarca kullanıcıdan topladığı tüm biyometrik verilere de sahip oldu. Şirket bu verileri kesinlikle reklam amaçlı kullanmayacağını açıklasa da sadece algoritma geliştirmek ya da geliştirdiği algoritmaları test etmek için bile verileri kullanabilir. Apple, Samsung, Xiaomi gibi benzer ürünler piyasaya sunan rakiplerine göre, sağlık alanında yaptığı diğer yatırımların avantajını giyilebilir ürünler kategorisinde kullanabilir.

SONUÇ

Sonuç olarak Google dijital sağlık alanında önümüzdeki yılların en önemli oyuncu olarak görünüyor. Elinde birbiriyle uyumlu, değeri oldukça yüksek birçok asset bulunuyor. Bu uyum ortaya sinerji fırsatları da çıkaracaktır. Bu noktadaki en büyük risk doğru yapının kurulması ve şirketler arasındaki uyumun sağlanması olacaktır.Google’ın şirketin sağlık işlerini organize etmek ve Verily ile Alphabet arasındaki işbirliğini geliştirmek için Geisinger Health CEO’su David Feinberg’i işe alması önümüzdeki dönemde bu riski ortadan kaldırmaya çalışacağını gösteriyor. Google’ın dijital sağlık stratejisini yakından takip etmeye devam edeceğiz.

İLGİLİ BÖLÜMLER