Bu Bir Lumost Podcast bölümüdür. Lumost Podcast’e Spotify Podcast, Google Podcast ya da dinlediğiniz podcast platformundan ulaşabilirsiniz. Dünya’nın en büyük konaklama hizmeti veren şirketi olmanıza rağmen kira gideriniz yok, geleneksel bir otelin sahip olduğu personel gideriniz yok. Alıcıyla satıcıyı bir araya getirerek, komisyon üzerinden bir gelir modeliniz var. Peki kağıt üzerinde mükemmel görünen Airbnb’nin iş modeli nasıl oluyor da bu süreçten bu kadar büyük bir darbe alıyor? Hayat normale döndüğünde Airbnb tekrar 2020 yılı başındaki kadar güçlü olabilir mi? Airbnb için olası çözüm yolları neler olabilir? Lumost’un 16. bölümünde tüm bu sorulara cevaplar buluyoruz.
Son 2 bölümde platform temelli işlerin tanımını yapmış, bu tarz işleri nasıl analiz edebileceğimiz konusunda bir rehber oluşturmuştuk. Bütün bu bilgileri ünlü bir platform şirketi üzerinden test etme zamanı. Lumost’un 16. Bölümünde konuğumuz Airbnb olacak. Airbnb’nin doğuşu belki de en çok anlatılan girişimcilik hikayelerinden biri. Hikayenin merkezinde kiralarını bile ödemekte zorlanan iki tasarım öğrencisi yer alıyor. San Francisco’daki evlerini, birkaç ilave yatak koyarak, konferans için bu şehre gelen ve yer bulamayan kişilere kiralama fikriyle yola çıkıyorlar. Sonrasında birkaç konferansta daha şanslarını deneseler de ilk yıllarda başarılı olduklarını söylemek zor. Airbnb’nin bugün bu noktaya gelmesini sağlayan en önemli gelişme, Dünya’nın en tanınan hızlandırma programı Y Combinator a dahil olmaları.
Airbnb'nin Y Combinator Mezunu Olması Neden Önemli?
Airbnb’nin Y Combinator mezunu olmasının neden bu kadar önemli olduğunu biraz detaylandıralım. Startup Dünyası’nda hangi hızlandırıcıdan çıktığınız, başlangıçta kimlerden yatırımlar aldığınız gelecek adına çok önemli referanslar. Başlangıç yatırım turlarınızda Sequoia Capital, Founders Fund, Andreessen Horowitz gibi girişim sermayeleri varsa hayat sizin için gelecek adına çok daha netleşiyor. Peter Thiel, Ben Horowitz gibi isimler size inandığında, diğer yatırımcıları da peşlerinden sürüklüyorlar. Hazır ismi geçmişken Ycombinator ile ilgili de küçük bilgiler paylaşayım. Y Combinator Dünya’nın en ünlü ve başarılı hızlandırma programı. Stripe, Dropbox, Instacart, Reddit ve Doordash gibi yüzlerce başarı hikâyesi var. Bugüne kadar Y Combinator’dan mezun olan şirketlerin toplam değerlemesi 155 milyar doları geçmiş durumda. 150 Milyon $’dan yüksek değerleme ulaşmış 102 Y Combinator mezunu bulunuyor. Bir startup Y Combinator’a kabul edildiğinde yaşam döngüsündeki çok büyük basamağı atlamış kabul ediliyor. Girişimlerin hem ölçek hem de değer olarak kısa zamanda büyümesini sağlıyor, yatırım almalarını da kolaylaştırıyor. Özellikle yurt dışında büyümeleri konusunda çok önemli bir kapı açıyor. Tüm bunların yanında sağladığı belki de en önemli avantaj daha önce Y combinator’dan mezun olmuş başarılı startup’larla sizi buluşturuyor olması. Örneğin ürününüzün Instacart’ın ya da Doordash’in işine yarama potansiyeli varsa, Y combinator hemen sizi onlarla tanıştırıp, onların müşteriniz olmasını sağlıyor. Bu da ürün geliştirme aşamasında size çok büyük bir esneklik kazandırıyor. Tüm bu avantajlara sahip olmak tabii ki pek kolay değil. Y combinator’a kabul edilme oranları sadece %1.5.
Konaklama Endüstrisinin Açık Ara En Büyük Şirketi
Şimdi tekrar Airbnb’ye dönelim. Airbnb de aynı Uber gibi çeşitli zamanlarda belediyelerle, devletlerle problemler yaşasa da yıllar içinde bunların üstesinden gelmeyi başardı. 2020 yılının başına döndüğümüzde her şey Airbnb için mükemmel görünüyordu. Dünya genelinde 100.000’den fazla şehirde ve 200’den fazla ülkede faaliyet gösteriyorlardı. Şirket o kadar hızlı büyümüştü ki, dünya çapında platformda listelenen yer sayısı yedi milyonun üzerine çıkmıştı. Kurulduğundan beri 750 milyondan fazla misafir ağırlamışlardı. Gecelik ortalama konaklayan kişi sayısı 2 milyonu geçmişti. Sadece 2020’nin ocak ayında Airbnb’nin web sitesi 50 milyondan fazla ziyaret edilmişti. En büyük rakibi VRBO’nun aynı dönemdeki ziyaretçi sayısı 15 milyon bile değildi. Sahip olduğu oda veya rezervasyon yaptığı gece sayısına göre konaklama endüstrisindeki açık ara en büyük şirket haline gelmişti. Herhangi bir otel zincirinin bu kadar büyük bir ölçekle rekabet edebilme şansı yoktu.
Airbnb’nin ikincil marketlerdeki değerlemesi ise 50 milyar $’ın üzerine çıkmıştı. Ellerinde hisse opsiyonu olan çalışanlar için 2020 yılının sonlarında opsiyon tarihleri dolacaktı. Yani şirket o tarihe kadar halka açılmazsa, çalışanların ellerinde bulunan hisse opsiyonlarının değeri sıfırlanacaktı. 2020 yılına kadar çalışanların defalarca halka arz talebi olmasına rağmen, Airbnb yönetimi bunu duymazdan gelmişti. Ama artık halka arzı daha fazla ertelemelerine de gerek yoktu. Yıllardır herkesin beklediği halka arz için bundan daha iyi bir zamanlama olamazdı. İşte tam bunlar yaşanırken hayat bir anda tersine döndü. Seyahat endüstrisindeki birçok şirket gibi Corona virus salgınından çok ağır bir darbe aldı, Airbnb. Şubat ayının ortalarından itibaren virüsün etkilerini rezervasyon sayılarında görmeye başladı. Mart ayı ile birlikte de tam bir çakılma yaşandı. Corona virüsü krizi, şirkete o kadar büyük bir darbe vurdu ki, bugün şirketin bu krizden sağ çıkıp çıkamayacağı bile tartışılır hale geldi.
Geçtiğimiz yıl 4.8 Milyar $ gelir elden eden Airbnb’nin iyi senaryoda, bu yıl bunun yarısına ulaşması başarı olarak sayılıyor. Dünya’nın en büyük konaklama hizmeti veren şirketi olmanıza rağmen kira gideriniz yok, geleneksel bir otelin sahip olduğu personel gideriniz yok. Alıcıyla satıcıyı bir araya getirerek, komisyon üzerinden bir gelir modeliniz var. Peki kağıt üzerinde mükemmel görünen Airbnb’nin iş modeli nasıl oluyor da bu süreçten bu kadar büyük bir darbe alıyor? Hayat normale döndüğünde Airbnb tekrar 2020 yılı başındaki kadar güçlü olabilir mi? Airbnb için olası çözüm yolları neler olabilir? Lumost’un 16. bölümünde tüm bu sorulara cevaplar bulmaya çalışacağız.
Airbnb'nin İş Modeli Değerlendirmesi
Airbnb’nin temel iş modeli kalacak yer arayanlarla bu alanı onlarla paylaşmak isteyen kişileri bir online platform üzerinde bir araya getirmek olarak tanımlanabilir. Şirketin iş modeli öylesine başarılı ki müşterilerin ön ödemelerinden gelen nakitle, şirket büyümesini kolaylıkla finanse edebiliyor. Airbnb’nin büyümek için bir fiziksel varlığa ihtiyacının olmaması, çok az yatırım yaparak kolaylıkla ölçeklenebilmesini sağlıyor. Konaklanan yerlerinin bakımının ve düzenin sağlanması mekan sahibine ait olduğu için Airbnb’nin operasyonel maliyetleri de çok düşük. Müşteriler tarafından baktığımızda, Airbnb’nin normal otellere göre %30’a varan düşük fiyatından ve kişileştirilmiş çözümlerinden oldukça mutlu olduklarını görüyoruz. Ev sahipleri açısından baktığımızda da, Airbnb yepyeni bir iş alanı oluşturdu. Ev sahipleri açısından Airbnb o kadar karlıydı ki her geçen güç daha fazla ev sahibi platforma katıldı. Airbnb’nin özünde paylaşımı mümkün kılan bir toplumu teşvik ettiğini biliyoruz. Müşterilerin gittikleri yerlerde sanki bir turist gibi değil de orada yıllardır yaşayan insanlarmış gibi hissetmelerini sağlıyor. Benzer insanların birbirleriyle bağ kurmasına aracılık ediyor.
Son bölümde platform şirketlerini analiz ederken bakmamızın faydalı olacağı 6 farklı kriterin olduğunu konuşmuştuk. Şimdi Airbnb’nin iş modeline her bir kriter için 1 ile 3 arasında değişen puanlar verelim.
- Network Etkisi ve Tedarikçi gücü: Bu 2 kriteri beraber şekilde düşünmek gerekiyor.Tedarikçilerin gücü ile network etkisi arasındaki ilişki şirketlerin yaptığı işteki dominasyonunu belirliyor demiştik. Facebook gibi sadece kullanıcıları ikna etmesi gereken, doğrudan network etkisinden yararlanan platformların işleri görece daha kolay. Facebook açısından baktığımızda içerik üretenlerin hepsi de aynı değerde yani içerik sağlayıcıların gücü yok denecek kadar az. Eksenin diğer tarafında ise Microsoft gibi birden fazla tarafı ikna etmek zorunda olan dolaylı network etkisine sahip platformlar var. Bu tarafta tedarikçilerin gücü yüksek olmalı ki daha fazla değer ortaya çıkabilsin. Bu iki kombinasyon da oldukça değerli. Yani doğrudan network etkiniz varsa tedarikçileriniz güçsüz olmalı. Dolaylı network etkiniz varsa da tedarikçileriniz güçlü olmalı. Bu açıdan Airbnb’ye baktığımızda dolaylı network etkisine sahip, tedarikçileri de ne Uber kadar güçlü ne de Microsoft kadar güçlü. Buna göre toplam 6 puan üzerinden 4 verebiliriz Airbnb’ye.
- Rekabet Avantajı: Platformların analizinde üçüncü nokta da rekabet avantajlarına sahip olup olmadığıydı. Aynı konuda rekabet eden birden fazla platform olduğunda, kullanıcıları platforma katılmaya ikna etmek oldukça zor. Airbnb, daha önce saydığımız rekabet avantajlarını düşünerek bu kategoriden kolaylıkla 3 puan alıyor.
- Network Yapısı: Platformları analiz ederken dördüncü kritik noktamız da platformun sahip olduğu ağın yapısı. Birbirinden izole, birçok farklı kümeden oluşan network’lerin gücü tahmin edildiği kadar yüksek değildi. Bu konuda Uber’i örnek göstermiştik. Ne kadar büyük bir network’e sahip olursanız olun, bu network birbirinden izole birçok alt network’den oluşuyorsa, network avantajınızı korunamıyordu. Airbnb’ye baktığımızda küresel bir network görüyoruz. Dünya’nın büyük bir bölümünde var olan tek bir küme gibi. Airbnb bu kategoriden de 3 puan alıyor.
- Kullanıcı Bağlılığı: Platformları analiz ederken beşinci kritik noktamız da kullanıcıların platforma ne kadar bağlı olduklarıydı. Satıcı ile alıcı arasında bir kez başarılı bir işlem yapıldıktan sonra tarafların bundan sonraki işlemlerde platformu kullanıp kullanmadıklarına bakıyorduk. Platform taraflar arasındaki güven ortamını yaratmak zorunda demiştik. Kullanıcıların bağlılığıyla bir diğer nokta da, kullanıcıların rakip platforma geçişleri. Birden fazla platformda yer alma durumu, rakip platformlara dahil olma maliyetinin düşük olduğu alanlarda sıkça görülür. Uber’in en büyük problemlerinden biri hem sürücüler hem de yolcular için uygulama değiştirme maliyetinin olmamasıydı. Airbnb’nin kullanıcılar tarafından çok sevilen bir platform olmasını ve kullanıcıların güvenini çok iyi sağladığını düşünerek bu kategoriden de 3 puan verebiliriz.
- Geleneksel Sistemlere Uyumluluk: Platformların analizi sırasında son kriterimiz de platformun geleneksel sistemlerle uyumluluğuydu. Kullanıcılar yeni bir platforma geçmek için ne kadar az zaman ve para harcarsa, ikna etmek o kadar kolaylaşır. İnsanların alıştığı otel deneyimine farklı bir bakış açısı getirmesiyle Airbnb’ye buradan 2 puan verebiliriz.
Covid-19'un Airbnb Üzerine Etkisi
Airbnb, toplam 18 puan üzerinden 15 puan alarak oldukça güçlü bir platform iş modeli olduğunu gösteriyor bizlere. Ama ne kadar güçlü bir iş modeline sahip olursanız olun hiç tahmin etmediğiniz darbe yiyebiliyorsunuz. İşte corovirüs krizi de Airbnb için böyle bir darbe. Airbnb bu günlerde kendi tarihinin en büyük krizini yaşıyor. Şirketin bu krizi şu ana kadar nasıl yönettiği ise büyük bir tartışma konusu. Airbnb’nin CEO’su Brian Chesky’nin samimi açıklamaları takdir toplasa da, üzerine çok fazla düşünülmeden alınan bazı kararlar da Airbnb yönetimini eleştirilerin merkezine koydu. Şubat ayından itibaren şirketin en çok karşılaştığı problem rezervasyon iptalleriydi. Tüm Dünya’da seyahatlerin durduğu bir ortamda, kullanıcılar haklı olarak rezervasyonlarını iptal etmek istediler. Rezervasyon iptalleriyle ilgili kararlar her zaman ev sahibindeydi. Ev sahibi başlangıçta daha fazla ücret alarak, kullanıcılara ücretsiz iptal opsiyonu sunabiliyordu. İstisnai problemler hariç tüm senaryolarda Airbnb konaklama ücretini ev sahibine yatırıyordu. Ancak şirket mart ortasında ev sahiplerine sormadan doğrudan rezervasyonları iptal etti. Kullanıcıların cezasız olarak rezervasyonlarını iptal etmeleri ilk bakışta oldukça normal görünse de bu şirketin hem nakit akışına hem de ev sahipleriyle ilişkisine büyük zarar verdi. Daha sonra hatasını anlayıp ev sahiplerinin zararlarını karşılamak adına 250 milyon dolarlık bir kredi oluştursa da bu sadece iptal edilen rezervasyon ücretinin %12.5’inin ev sahiplerine ödeyebilecekleri anlamına geliyordu. Bu noktada rakibi vrbo’nun iptal kararını ev sahiplerine bırakması da çok önemli bir detay.
Burada bir başka problem de rezervasyonların iptali durumunda nakit olarak geri ödeme yapılacağının açıklanması. Böyle bir açıklama yapıp, kullanıcılardan iptal nedeniyle ilgili ayrıntılı sebepler istemek kullanıcıların da Airbnb ile ilişkisine zarar verdi. İletişimi nakit olarak geri ödeme yapıp sonra seyahat kredisi olarak ödeme yapmaya çalışmak kullanıcıları çok kızdırmış gibi. Airbnb bu kararı alırken kullanıcılarla gelecekteki ilişkisinin zarar görmemesini istiyordu. Geldiğimiz noktada durumundan memnun olmayan kullanıcıların yazdıklarına baktığımızda, durum ilk planladığı gibi gitmemiş görünüyor. Bu iptal kararlarının bir başka yansıması işletme sermayesinin erimesi. Ödemelerin bir kısmı seyahat kredisi olarak yapılmasına rağmen bir anda 500 milyon $’ın üzerinde bir nakti ödemek zorunda kalmak, Airbnb gibi kullanıcılar tarafından finanse edilen bir şirkete büyük zarar verdi.
Bunun doğal sonucu acil nakit arayışı yönünde oldu. 2017 yılında Seri F turunda yatırım aldığında şirketin değerlemesi 31 milyar $’a kadar çıkmıştı. Corona krizi sonrası şirketin yaşadığı nakit problemini çözebilmek adına önce Silver Lake ve Sixth Street Partners Private Equity firmalarından toplam 1 milyar $ kredi aldı. Alınan bu borç libor + %10 gibi çok yüksek bir faiz oranına sahip. Burada şirketin kendi hisselerini 18 Milyar $ şirket değeri üzerinden teminat göstermesi önemli bir detay. Şirketin ne kadar zor durumda olduğunu, değerlemenin 18 milyar $’a gerilemiş olmasından anlayabiliriz. Airbnb nakit anlamında o kadar çaresiz bir duruma düşmüştü ki, değerlemenin bu kadar düşmesini bile göze aldı. Airbnb bunun hemen ardından 1 milyar dolarlık yeni bir finansman daha yarattı. Aralarında Fidelity ve BlackRock’ın da olduğu 20’den fazla yatırımcı libor + %7.5 faizle Airbnb’ye kredi verdiler. Peki Airbnb’nin yarattığı bu 2 milyar dolarlık kaynak şirketin uzun bir süre ayakta kalmasını sağlayabilir mi? Busines Insider’a göre, Airbnb her çeyrek için yaklaşık 1,3 milyar dolarlık bir gidere sahip. Oluşturulan bu 2 milyar dolarlık kaynak sadece kısa bir süreliğine şirketi ayakta tutabilir. Airbnb bu yeni sermayeyle şirketin 2021 yılına minimum hasarla ulaşması için daha fazlasını yapmak zorundaydı. Airbnb’nin maliyeti kontrol altına almak için attığı adımlara tek tek bakalım.
Airbnb'nin Krizden Çıkma Planı
Şirketin ilk hamlesi pazarlama harcamalarını durdurmak oldu. Airbnb, 2020 yılında yaklaşık 800 milyon dolarlık pazarlama harcaması yapmayı planlıyordu. Kriz zamanlarında şirketlerin pazarlama bütçelerini azaltmaları sık gördüğümüz bir durum. O yüzden alınan bu karar kimseyi şaşırtmadı.
Airbnb’nin ikinci hamlesi de işten çıkarmalar yönünde oldu. Şirket bir süre dirense de normalleşme periyodunun tahmin edilenden uzun olacak olması sebebiyle işten çıkarma aksiyonları almak zorundaydı. Airbnb 1900 çalışanını toplam iş gücünün yaklaşık %25’ini işten çıkardı. İşten çıkarmaların, şirkete yıllık 400–500 milyon dolar civarı bir tasarruf sağlaması bekleniyor. Hangi ülkeden kaç çalışanın işten çıktığı net olarak belli olmasa da ana işi dışında sürdürdüğü moonshot projelerini yürüten ekiplerdeki çalışanları tamamen işten çıkarmış görünüyor. Bahsettiğim projeler havayolu ulaşım, Airbnb studios, Airbnb markalı gayrimenkuller ve Airbnb luxe. Bu projeler şirketin ev paylaşım platformu olmanın çok daha ötesinde bir vizyonla ilerlediğini gösteriyordu bizlere.
- Ulaşım, Airbnb’yi ev paylaşım platformundan her şeyin dahil olduğu bir seyahat platformuna dönüştürmenin son ayağı olarak görülüyordu. Bu konuya ne kadar önem verildiği, geçtiğimiz yıl Virgin America’nın kurucu CEO’su, havayolu endüstrisinin tanınan ismi Fred Reid’in Airbnb’ye katılmasından anlayabiliriz. Airbnb insanların uçuş deneyimlerini iyileştirmenin ciddi bir iş fırsatı olduğunu düşünüyordu. Bunu yeni bir havayolu şirketini kurarak mı, internette uçak bileti alabileceğiniz başka bir platform olarak mı ya da bambaşka bir çözümle mi yapacağı çok net değildi. Airbnb, son işten çıkarmalarla bu hayalini bir başka zamana ertelemiş görünüyor.
- Airbnb’nin sonlardığı bir başka iş de potansiyel gezginleri cezbedecek filmler ve belgeseller yapmayı planladığı Airbnb Studios. Geçtiğimiz yıl seyahat sektörü çevresinde orijinal şovlar geliştirmek için yola çıkan bu ekip de, operasyonlarına ara vermek zorunda kaldı.
- Airbnb gayrimenkul ve markalı otellerdeki yatırımlarını da geri çekiyor. Son iki yıldır, Airbnb’nin otel rezervasyonları ve bina geliştirme işine girmeye çalıştığını görüyorduk. Şirket Miami, Orlando gibi çeşitli lokasyonlarda Airbnb markalı apartmanlar açmıştı ve platformuna butik otel eklemeleri yapıyordu. Maliyet optimizasyonu çerçevesinde bu işlemler de durdurulmuş görünüyor. Ayrıca operasyonlarını çeşitlendirmek adına otel rezervasyonu işinde satın aldığı HotelTonight’ın da akıbetinin ne olacağı bilinmiyor.
- Son olarak, Airbnb geçtiğimiz Temmuz ayında dünya çapında 2.000’den fazla özel lüks mülke erişim sağlayan Luxe isminde bir özellik yayınlamıştı. Bu özellik, gezinin planlanmasından, çocuk bakımına bir gezi tasarımcısı şeklinde çalışıyordu. Airbnb yakın vadede karlı hale dönüşmesinin beklemediği bu özelliği de sonlandırmış durumda.
Hayat normalleştiğinde, Airbnb 2020 yılının başındaki haline dönebilir mi?
Tüm bu önlemlere rağmen salgının etkileri uzun süre devam ederse Airbnb’nin yeni yatırımlar bulması da gerekecektir. Ben kendi adıma Airbnb’nin çok stratejik bir hata yaptığını düşünüyorum. Airbnb rezervasyon iptalleri gerçekleştiğinde, ücretsiz iptal seçeneği olmayan kullanıcılar için nakit ödeme yapacağını açıklama yerine kullanıcılara gelecekte kullanabileceği seyahat çeki tanımlayabilirdi. Kullanıcılara prosedürel zorluklar yaşatmak yerine bu süreci kolaylaştırması uzun vadede daha faydalı olabilirdi. Elindeki nakitle de ev sahiplerine en azından %50’lik bir ödeme yapabilirdi. Böylece herkesin fedakarlık yaptığı bir senaryo oluşur, bu süreci daha rahat yönetebilirdi.
Peki hayat normalleştiğinde, Airbnb podcast’in başında anlattığım o 2020 yılının başındaki haline dönebilir mi? Ben 2022 yılına kadar bunun gerçekleşmesini beklemiyorum. Bunun temel sebebi Airbnb’nin ev sahiplerinin güvenini kaybetmesi. Birçok Airbnb ev sahibinin artık evlerini Vrbo, HomeAway, Zillow, Apartments.com gibi web sitelerinde listelediğini görüyoruz. Bunun dışında bir başka opsiyon da daha az para kazanmayı göze alarak daha uzun vadeli kiralamalar yapmak. Çoğu ev sahibinin şu anki en önemli öncelikleri konut kredi taksitlerini ödeyebilmek. Airbnb ev sahipleri için o kadar karlı bir hale dönüşmüştü ki, sürekli yeni krediler kullanarak yeni evler satın aldılar. Airbnb’den gelen kiralar rahatlıkla evlerin kredilerini ödemeye yetiyordu. AirDNA sitesine göre Amerika’daki Airbnb’deki ev sahiplerinin üçte ikisi 2’den fazla konuta sahip. Hatta ev sahiplerinin üçte birinin 25 veya daha fazla konutu var. Bu krizden büyük darbe yiyen ev sahiplerinin artık çok daha kontrollü olacakları kesin. Ev sahiplerinin yaşadığı bu uyanış, dünya normalleştiğinde Airbnb’nin o eski gücüne tekrar ulaşmasını zorlaştıracaktır. CNBC tarafından paylaşılan bilgilere göre Airbnb, 2017 ve 2018 yıllarında kâr eden bir platformdu. 2019 yılında yatırımlarını arttıran şirket bir miktar zarar etse de araç paylaşım tarafındaki benzerleri Uber ve Lyft’in aksine ciddi bir rekabetin içinde değil. Bu da Airbnb’nin yavaş da olsa toparlanabilme ihtimalini arttırıyor.
Airbnb'nin Alternatif Krizden Çıkış Stratejisi
Bu kriz Airbnb’nin ne kadar kırılgan olduğunu gösterdi bizlere. Şirketin daha dayanıklı hale gelebilmesi için gelirlerini çeşitlendirmesi gerekiyor. Peki Airbnb’nin izleyebileceği alternatif bir çözüm yolu olabilir mi? Airbnb bu noktada kendi gibi süreçten çok zarar gören başka bir şirketle birleşme yoluna gidebilir. Ben Uber’in çok iyi bir aday olabileceğini düşünüyorum. Podcast’in son bölümünde neden böyle düşündüğümü anlatmaya çalışacağım.
Konaklama tarafında Airbnb ve araç paylaşım tarafında UBER birbirlerini tamamlayıcı pazarlara sahipler. İki şirketin birleşmesi net bir çapraz satış potansiyeli oluşturuyor. Airbnb’den ev kiralama esnasında havaalanından konaklayacağınız eve ulaşım hizmetini satın alabilirsiniz. Airbnb’nin çok uzun süredir ulaşım deneyimini iyileştirme yolunda çalışmalar yaptığını da biliyoruz.
Birleşmeyi anlamlı kılan bir başka neden de iki şirketin kullanıcı tabanlarının ortaya çıkaracağı sinerji. Bu sayede kullanıcılarla ilgili veriler çok daha anlamlı hale gelecektir. Airbnb bu zamana kadar kullanıcılarını daha iyi tanımak ve kullanıcılarla ev sahipleri arasında güven ortamını sağlamak adına büyük yatırımlar yapıyor. Uber‘in aktif kullanıcı sayısının 111 milyon, sürücü sayısının da 5 milyon olduğunu düşününce birleşme daha da anlamlı hale geliyor.
Podcast’in başında platformun sahip olduğu ağın yapısının ne kadar önemli olduğunu konuşmuştuk. Uber’in birçok farklı kümeden oluşan network’ü istenen kadar güçlü değil. Buna karşılık Airbnb’nin küresel network’ünün de ona büyük bir avantaj sağlıyor. Airbnb’ye rakip olmak istiyorsanız lokal bir bakış açısının yeterli olabilme şansı yok. Eğer Uber Airbnb ile birleşirse platformun network etkisi çok daha güçlü hale gelecektir.
Sonuç olarak Airbnb çok zor bir dönemden geçiyor. 2020’de planladığı halka arzı gerçekleştirmesi artık imkansız gibi. Corona virüs krizi daha fazla uzarsa tekrar yeni nakit kaynakları yaratması gerekebilir. Şu ana kadar maliyetleri kontrol altına almak için atılan adımların devamı gelebilir. Biraz ütopik görünse de Uber ile birleşmeleri iki zor durumdaki platform şirketi için de faydalı olabilir. Önümüzde dönemde Airbnb’nin tekrar o eski günlerine dönü dönemeyeceğini yakından izlemeye devam edeceğiz.